Mobilya Sektöründe Lazer teknolojisinin Kullanımı

Yerleşik hayata geçilmesiyle birlikte ev içi düzenlemeler de önem kazanmaya başlamış. Bilinen tarihin ilk dönemlerinde, belki yedi-sekiz bin yıl önce göçebelikten yerleşik hayata geçiş başlamış. Tüm bu süreç avcılıktan ekim dikime geçişle de ilgili. Avcılık ve toplayıcılığa dayalı yaşam formlarında yerleşiklikten söz etmek olası değil. İlk yerleşimleri de uygarlık olarak anlamamalıyız. Büyük olasılıkla bunlar kerpiç ve benzeri malzemelerden yapılan evlerin oluşturduğu ilkel köylerdi.

Bu dönemlerde doğanın acımasızlığına karşı koymak için elbirliği güç birliği içinde hareket etmek gerekiyordu. Henüz zihinsel emeğin bedensel emekten ayrılmasını gerektirecek artı değer oluşmamıştı.

İlk artı değerin oluşması ve bu artı değerin şef ve rahiplerin geçimine yetmesi, tapınak yazıcılarının kol emeği ile çalışmadan biriken ürünün hesap kitabını yapabilmesi için neolitik dönemin bitmesi ve ilk kentlerin kurulması gerekmişti.

Tarıma ve evcil hayvan yetiştiriciliğine dayanan neolitik dönem tarımda araç gerecin bulunması ve üretimin artmasıyla son buldu. Artı değerle geçinen, buna el koyan şefler, rahipler, asker ve diğerleri yavaş yavaş tarih sahnesinde yerini alan uygarlığın ürünleriydiler.

Bu ilk dönemlerde insanlar basit yer yataklarında uyuyor olmalılar. Yer sofralarında yaygılar üzerinde yemek yiyor ve masa sandalye gibi gereçleri kullanmıyorlardı.

İlk kentlerin oluşması o dönem için devrim niteliğinde sayılacak teknolojik buluşların gerçekleşmesi ve bu buluşlardan kaynaklanan artı değerin ortaya çıkmasıyla gerçekleşmiştir. Bu dönemlerde bilinen ışık kaynakları güneş, ay, ateş ve belki de ilkel kandil ve mumlardır.

Kent yaşamında ayrıcalıklı sınıfların yaşamlarını farklılaştırmaları ayrıcalıklarını korumaları ve kurumsallaştırmaları için son derece önemliydi. Şeflerin garip süs eşyaları kullanmaları, yüzlerini renkli boyalarla süslemeleri, tüyler ve kıymetli taşlar kullanmaları bu, farklı görünme gereksiniminden kaynaklanıyordu.

Bugün de moda genellikle aynı farklılaşma arzusuna hizmet eder. Görkemli arabalar ve büyük evler de hep sıradan insandan daha farklı olma, bu farklılığı kabul ettirme ve sürdürme arzusundan kaynaklanır.

İlk kentlerde de görkemli yapılar, büyük taş evler vardı. Sonraki yüzyıllarda şato ve saraylarla karşılaşırız. Ortaçağın barok mimarisi de siyasal olarak hep sahip olunan ayrıcalığı sürdürme ve sıradan insan üzerinde hegemonya kurma arzusundan kaynaklanır.

Geçen yüz yıllarla birlikte ayrıcalıkları ev içi düzenlemelerle de koruma gereksinimi oluşmuştur. Artık büyük binalar şefliklerin sürdürülmesi için yeterli değildir. Uygarlık içinde dünyayı ve kendisini daha iyi tanıyan insan hem daha rahat yaşamak istemiş hem de bu rahatlığı süslemelerle estetize etmiştir.

Mobilya bu anlamda hem rahatlığın ve refahın koşullarından birisi hem de ayrıcalıkları kurumsallaştırmanın yollarından birisi olmuştur.

Görkemli büyük masalar, süslemeli sandalyeler, tahtlar ve diğerleri hep bu amaca hizmet etmiştir. Şimdi de rahatsız salon takımlarına katlanmanın, çabuk kirlenen kadifelerle kaplı koltukları kullanmanın, mobilyaların üzerindeki klasik biraz da arabesk süslemelerin nedeni budur.

Modern yaşam öte yandan sıradan insanı anlamlandıramadığı toplumsal hayat karşısında yalnızlaştırmakta ve sığınma bölgeleri aramaya itmektedir. Kamusal alanın daraldığı toplumlarda geriye kalan sözde özgürlük alanı ev içi hayattır.

Evler minik biblolarla, tablolarla, süslemelerle ve gerekli gereksiz eşyalarla dolduruldukça modern insan rahatlamakta ve gündelik hayatta karşılaştığı acıları unutturacak yanılsamalar üretmektedir.

Mobilya teknolojisi tüm bu sebeplerle, hem artan refah ihtiyacını karşılamak üzere hem de sıradan insanın kitle kültürünün homojenize edici etkisine dayanmasını kolaylaştıracak yanılsamalar üretmek üzere gelişmiş, çeşitlenmiş ve farklılaşmıştır.

Teknoloji çeşitlilik içinde kitlesel üretimi sağlar. Çok sayıda ürünün üretilmesi, dağıtılması ve tüketilmesi büyümeyi sağlar. Mobilya teknolojisi pek çok yeni nesil makineyle, CNC, torna, hızar ve benzerleriyle zenginleşmiştir. Son yüz yıl bu konuda yüzlerce yeni çözümün üretildiği bir yüz yıl olmuş, adeta evler yeniden yaratılmış, kentler milyonlarca küçük birer saray kopyasıyla doldurulmuştur.

Ancak tüm mekanik ya da mekatronik gelişme lazer teknolojisi kadar etkili olamamıştır. Bin yıl önce ilkel kandillerle yapay formlar içinde elde edilen ışık şimdi yoğunlaşmış, güçlenmiş ve şekillendirme, kesme, biçme ve delme yeteneği kazanmıştır.

Lazerle hem kalıp gereksinimi olmadan kesim yapmak, delmek ve işaretlemek mümkün hem de düşük fire oranıyla malzemeyi markalamak mümkündür.

Makale tarihi: 13.04.2016

Ek Bilgiler:

Ek Bilgi Tarihi:

Menü